Kalp krizleri ve diğer kardiyovasküler hastalıklar, dünya genelinde ve ülkemizde en yaygın ölüm nedenleri arasında yer alıyor. Ülkemizde her yıl yaklaşık 200 bin kişi kalp krizi geçiriyor ve bu hastaların büyük bir kısmı hayatını kaybediyor. Modern yaşamın getirdiği hareketsiz yaşam tarzı, sağlıksız beslenme, obezite ve stres gibi faktörler, kalp krizinin temel sebepleri arasında yer alırken, soğuyan kış havası da bu riskin artmasına neden oluyor.
Soğuk Hava Kalp Krizini 3 Kat Artırıyor!
Acıbadem Ataşehir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Aytek Şimşek, kış aylarında havaların soğumasının kalp krizi riskini artırdığına dikkat çekiyor. Soğuk havalarda vücut, ısısını korumak için damarları daraltır ve bu da kan basıncının artmasına neden olarak kalbin daha fazla çalışmasına yol açar. Özellikle kalp hastalığı olan kişilerde bu durum, kalp krizine yol açabilir. Ayrıca kış aylarında azalan fiziksel aktiviteler ve beslenme değişiklikleri de risk faktörlerini artırmaktadır.
En Sık Sabah Saatlerinde Yaşanıyor!
Kalp krizi, kış aylarında özellikle sabah saatlerinde 3 kat daha fazla görülüyor. Yapılan araştırmalar, sabahları 09:00’a kadar olan süreçte vücutta stres hormonu kortizol seviyesinin yükseldiğini ve kan basıncının arttığını ortaya koyuyor. Sabah saatlerinde kanın pıhtılaşma eğilimi de arttığı için damar tıkanıklıkları daha kolay gelişebiliyor. Bu nedenle kardiyoloji uzmanları, sabah saatlerinde aşırı fiziksel efor sarf edilmemesi gerektiğini vurguluyor. Özellikle sabah saatlerinde yoğun tempolu yürüyüş, kas güçlendirme egzersizleri ve bisiklet sürmek gibi ağır efor gerektiren aktivitelerden kaçınılması öneriliyor. Spor, mümkünse öğleden sonra yapılmalıdır.
Kalp Krizinin Risk Faktörleri
Kalp krizi, kalbi besleyen koroner damarların ani tıkanması sonucu kalp kasına oksijen gitmemesiyle oluşan ciddi bir durumdur. Tıkanıklık genellikle damar sertliği (ateroskleroz) nedeniyle gelişen pıhtılar nedeniyle meydana gelir. Yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, sigara kullanımı, diyabet, obezite ve hareketsiz yaşam tarzı, kalp krizine yol açan başlıca risk faktörleri arasında yer almaktadır. Bu faktörlerin bir araya gelmesi damarları zamanla tıkayarak kalp krizine yol açabilir.
Kalp Krizi Görülme Yaşı 30’a İndi!
Kalp krizi, eskiden daha çok ileri yaştaki kişilerde görülürken, son yıllarda genç yaş gruplarında da daha sık yaşanır hale gelmiştir. Hareketsiz yaşam tarzı, sağlıksız beslenme alışkanlıkları, sigara ve alkol tüketimi, obezite ve stres, gençlerde kalp krizini yaygınlaştıran başlıca nedenlerdir. Ayrıca diyabet ve hipertansiyon gibi hastalıkların artışı, gençlerde kalp krizi riskinin daha da yükselmesine yol açmaktadır. Bu nedenle, genç yaşta kalp krizi riski taşıyan kişilerin düzenli sağlık kontrolleri yaptırmaları büyük önem taşır.
Bu Belirtilerde Zaman Kaybetmeyin!
Kalp krizinin erken tanısı, tedavi sürecinde hayat kurtarıcı olabilir. Göğüs ağrısı, nefes darlığı, çene, boyun, sırt veya kola yayılan ağrı, mide bulantısı, baş dönmesi ve soğuk terleme gibi belirtiler görüldüğünde vakit kaybetmeden acil servise başvurulmalıdır. Erken müdahale ile kalp dokusu korunabilir ve tedavi, kalp krizi sonucunda oluşacak kalp hasarını en aza indirebilir.
Kalp Krizi “Altın Saatler”de Önlenebilir
Kalp krizinde ilk iki saat, hayat kurtarıcı müdahalelerin yapılabileceği “altın saatler”dir. Bu sürede yapılan müdahaleler, damar tıkanıklığını açabilir ve kalp kasına giden kan akışını tekrar sağlayabilir. Erken tedavi, kalp kası hasarını en aza indirerek hastanın ölüm riskini azaltır ve yaşam kalitesini korur.
Kalp Krizi Riskini Azaltmak İçin Ne Yapılmalı?
Kalp krizi riskini azaltmak için sağlıklı ve dengeli beslenmek, düzenli egzersiz yapmak, sigara içmemek ve stresi yönetmek oldukça önemlidir. Bu önlemler, kalp sağlığını korumak ve kalp krizi riskini minimize etmek için en etkili yöntemlerdir.