Gıda güvenliği ve çevre sağlığı, günümüzde her zamankinden daha fazla endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar, gıdalarda bulunan pestisitlerin insan ve çevre sağlığı üzerinde telafisi güç zararlara yol açtığını ortaya koyuyor. Yasaklı pestisit kalıntılarının varlığı ve kimyasal karışımların “kokteyl etkisi”, mevcut denetlemelerin ve düzenlemelerin yetersizliğini gözler önüne seriyor. Bu durum, pestisitlere dair kapsamlı araştırmaların ve sıkı önlemlerin acil bir ihtiyaç olduğunu vurguluyor.
Yasaklı Pestisitlerin Etkisi ve Denetim Eksiklikleri
2024 yılı itibarıyla Avrupa’ya ihraç edilen bazı ürünlerde yasaklı pestisit kalıntıları tespit edildi. Bu durum, pestisit kullanımıyla ilgili ek yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini ve denetimlerin artırılması gerektiğini gösteriyor. Ancak yasaklanmış ya da yasaklanmamış, tüm pestisitler insan ve çevre sağlığı üzerinde ciddi sorunlara yol açıyor. Dünya genelinde her yıl yaklaşık 385 milyon pestisit zehirlenmesi vakası yaşanırken, bu zehirlenmeler akut ve kronik hastalıklara, kalp, akciğer, böbrek yetmezlikleri, Parkinson, lösemi gibi kanser türlerine, tip 2 diyabet ve astım gibi sağlık sorunlarına neden olabiliyor.
Pestisitler, sadece etken maddeleriyle değil, birden fazla pestisit türünün bir araya gelerek oluşturduğu kokteyl etkisiyle de büyük tehlikeler oluşturuyor. Araştırmalar, bu kokteyl etkilerinin, etken maddelerin tek tek etkilerinden çok daha zararlı olabileceğini gösteriyor. Ancak mevcut düzenlemeler, pestisitleri tek tek inceliyor ve kokteyl etkisini göz ardı ediyor. Bu da, insanların maruz kaldığı toplam riskin yeterince değerlendirilmediği anlamına geliyor.
Pestisitlerin Çevreye ve Ekosisteme Etkisi
Pestisitlerin etkileri yalnızca insan sağlığı ile sınırlı kalmıyor. Bu kimyasallar, çevreyi ve diğer canlıları da tehdit ediyor. Pestisitlerin büyük bir kısmı, uygulandıkları yerden sızarak, rüzgarla ya da hava yoluyla çok uzaklara taşınıyor ve yüzlerce kilometre uzaktaki alanlara kadar bulaşabiliyor. Bu durum, böcek popülasyonlarının azalmasının en önemli sebeplerinden biri olarak öne çıkıyor. 2018 yılında yapılan bir araştırmaya göre, tüm böcek popülasyonları yüzde 41 oranında azalmış ve tüm türlerin üçte biri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış durumda.
Pestisitlerde Güvenli Doz Olabilir mi?
200’den fazla pestisit etken maddesi, önce belirli dozlarda güvenli kabul edilip kullanılırken, yıllar sonra yasaklanmış durumda. Bu da, pestisitlerde güvenli doz olamayacağını ve pestisitlerin zararlarını ortaya koyan araştırmaların günden güne arttığını gösteriyor. Araştırmalar, düşük dozda bile pestisitlere maruz kalmanın, hormon bozucu etkiler yaratabileceğini ve endokrin bozucu özellikleri nedeniyle sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirtiyor. Bu etkiler, obeziteden kısırlığa, bağışıklık sistemi hastalıklarından nörodavranışsal sorunlara kadar geniş bir yelpazede görülebiliyor.
Zehirsiz Sofralar İçin Acil Adımlar
Pestisitlerden kurtulmak, tarım ve gıda üretiminden tüketime kadar ciddi bir dönüşüm gerektiriyor. Bu dönüşümde yalnızca çiftçilere ya da tüketicilere sorumluluk yüklenemez. Tarım politikalarının değişmesi ve pestisitlerin kademeli olarak yasaklanması için hükümetlerin, yerel yönetimlerin, şirketlerin, tüccarların, üretici örgütleri ve sivil toplum örgütlerinin işbirliği yapması gerekiyor.
Zehirsiz Sofralar Platformu kurucularından Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Ziraat Mühendisi Duygu Saatli, pestisitlere dayalı konvansiyonel üretim yöntemlerinin yerine, doğa ile uyumlu agroekolojik yöntemlerin benimsenmesi gerektiğini belirtiyor. Saatli, “Tarım ve Orman Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü gibi kurumların öncelikli görevi, insanları, doğayı ve canlıları zehirleyen pestisitleri yasaklamak olmalı,” diyerek bu konuda daha fazla bilimsel araştırma ve analiz yapılmadan pestisit kullanımına izin verilmemesi gerektiğinin altını çiziyor.
Pestisitlerin Yasaklanması İçin Çağrı
Zehirsiz Sofralar Platformu, 2019 yılında başlattığı kampanyayla, tarımda kullanılan ve insan sağlığına zararlı 8 pestisit etken maddesinin acilen yasaklanmasını talep ediyor. Ayrıca, 2030 yılına kadar tüm pestisitlerin yasaklanması, doğa dostu üretime geçiş için gerekli adımların atılması ve küçük üreticilerin desteklenmesi gerektiğini vurguluyor. Türkiye’de tarım ve gıda ürünlerinde kullanılan pestisitlerle ilgili denetimlerin artırılması ve denetim sonuçlarının şeffaf bir şekilde paylaşılması gerektiği ifade ediliyor.
Zehirsiz Bir Gelecek İçin Destek Olun
Zehirsiz Sofralar Platformu, pestisitlerden arındırılmış, sağlıklı bir geleceğe ulaşmak için toplumun her kesimini bilinçlendirmeyi ve harekete geçirmeyi hedefliyor. Her birey, organik ve agroekolojik ürünleri tercih ederek, gıda topluluklarına katılarak ve tarım politikalarının değişmesi için sesini yükselterek bu mücadeleye katkı sağlayabilir. Zehirsiz bir gelecek için atılacak her adım, insan sağlığını, çevreyi ve biyolojik çeşitliliği korumak adına büyük bir öneme sahip.
Soframızda zehir istemiyoruz!