Aydan Üstkanat’ın liderliğinde Food Online dergisi ekibinin hazırladığı ANKA – Yemek Birleştirir 6 Şubat kitabı, Adana’dan Şanlıurfa’ya uzanan lezzet yolculuğundan özel tarifleri bölgesel çeşitliliğin unutulmaması için bir araya getiriyor.
6 Şubat Depremleri sonrası hazırlanan 400 sayfalık tarif kitabı ile bölgedeki 10 ilden özel reçeteler gün yüzüne çıkıyor. ANKA – Yemek Birleştirir 6 Şubat tarif kitabı, sadece yöresel malzemeleri değil, aynı zamanda o bölgenin tarihini ve kültürünü de masaya taşıyarak birleştirici ve etkileyici bir hikâye anlatıyor. Bu yönüyle bölgenin tıpkı Anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğmasını destekliyor. Jumbo bu anlamlı projeyle lezzetlerin birleştirici gücünü vurgulamak ve söz konusu tariflerin ölümsüz olmasını sağlıyor.
6 Şubat sonrası “ANKA-Yemek Birleştirir” projesini hayata geçiren, yazar ve şefliğinin yanı sıra; yemek fotoğrafçısı, yemek stilisti ve reçete danışmanı olan Aydan Üstkanat’ın önderliğinde, 9 kişilik ekip, depremde zarar gören 10 ilin mutfağını bir araya getirerek bu bölgedeki lezzetleri “ANKA – Yemek Birleştirir” tarif kitabında buluşturdu. Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye, Şanlıurfa’dan gelen özel reçetelerden oluşan 400 sayfalık tarif kitabı, ekibin bölge halkıyla yapılan görüşmelerinin ardından hayat buldu. Bölgesel lezzetlerin bir araya getirilmesi ve tarif kitabının oluşturulması için atılan adımlara güç katan Jumbo, bu lezzet yolculuğuna eşlik etti. Jumbo Mağazaları, Jumbo online ve birçok yayınevinde satışa sunulacak olan “ANKA-Yemek Birleştirir- 6 Şubat” kitabında depremde zarar gören illerin mutfakları, Aydan Üstkanat’ın liderliğinde birleşerek, yemekler aracılığıyla ortak bir dil oluşturuldu.
Jumbo’nun desteklediği ‘ANKA Yemek Birleştirir – 6 Şubat’ projesi, 10 ilin mutfaklarından çıkan lezzetlerle toplumsal dayanışmayı güçlendiriyor. 400 sayfalık kitap, bölge halkının katılımıyla oluşturulan tariflerle, yemek kültürünün birleştirici ve aynı zamanda iyileştirici gücünü vurguluyor. Lezzetlerin birleştirici gücü, bu proje sayesinde sadece mutfakları değil, aynı zamanda kalpleri de bir araya getiriyor.
“Amacımız herkesi bu sofraya davet etmek”
Yemeğin sadece bir besin kaynağı değil; aynı zamanda kültürleri, insanları ve duyguları birleştirme potansiyeline sahip olduğunu vurgulayan Aydan Üstkanat, yeni kitabın ortaya çıkış hikayesini ve misyonunu şöyle özetliyor: ‘Deprem oradaki kentleri yok ederken uzakta olan bizlerin ruhlarımızı yıkıp geçmişti. İlk şaşkınlığımızı üzerimizden atmaya çalışırken insanların barınma ihtiyaçları kadar acil olan en önemli konunun su bulmak ve karın doyurmak olduğunu görüyorduk. O günlerde Food Online dergimizin sayfalarını 10 ilimize ayırdık. Amacımız Türkiye ekonomisi için bölge tarımı ne ifade ediyor, tarım arazilerinde ne, ne kadar ekilip biçiliyor, onu görmekti. İşte o sayı, bize bu kitabın temelini attırmış oldu. O sırada gördük ki şehirlerin resmi web sitelerinde mutfaklarını temsil eden fotoğraflar yetersiz hatta çok kötüydü. Ayrıca tarif meselesi çok karışıktı. İnternetten alınabilecek her tarifin onlarca versiyonu vardı. Hangisi doğruydu? Bu sorunun cevabını bulmak için sağlam bir çalışma yaptık. Kitabın referans niteliğinde olması amacıyla yola çıktık; denedik, pişirdik, tabakladık ve fotoğrafladık. Bunu yaparken de herkes yapabilsin ve bu değerleri yaşatalım diye ‘çimdik’ ‘tutam’ ‘aldığı kadar’ gibi deyimleri doğru ölçülere çevirdik. Yemek kültürünün hepimizi birleştirici ve sağaltıcı bir yönü de var. Amacımız herkesi bu sofraya davet etmek ve karınları doyurmak kadar ruhları da beslemek. Umuyoruz ki bu büyük sofrada bizim de bir tutam tuzumuz olur.”
“Sofraların birleştirici gücünü vurgulamak istedik”
Jumbo’nun sponsorluğunda gerçekleşen proje, dayanışmanın önemini ve gücünü bir kez daha yansıtıyor. Bu özel kitabın önemini Jumbo Genel Müdürü Bahriye Bayraklı Tavukçuoğlu şöyle anlatıyor: “Jumbo olarak 6 Şubat sonrası sofraların birleştirici gücünü vurgulamak ve bölgelerin lezzetlerinin toplumsal hafızada yer almasını sağlamak için bu anlamlı projede yer aldık. Her tarif, sadece malzemeleri değil, aynı zamanda o bölgenin tarihini ve kültürünü de masaya taşıyarak aslında hepimizi iyileştirici bir hikâye anlatıyor. Yemeğin birleştirici gücü, farklı coğrafyalardan gelen insanları, birbirinden özgün lezzetlerde buluşturarak depremde zarar gören bölgelerimizin aslında kültürel zenginliğini de ortaya koyuyor. Biz marka olarak her zaman bu ortak dili kullanmaya, sofra kültürümüzün zenginliğini vurgulamaya ve tariflerimizin unutulmamasını sağlayan projeleri desteklemeye devam edeceğiz.”